Bakmak değil, görmekten geliyor. Etrafımıza özenle bakmamızın meyvelerini sizlerle paylaşıyoruz. Nasıl mı? Yavaşlayarak hatta yeri geldiğinde durarak.
Yavaşlayarak hareket edene kadar, aslında ne çok güzelliği es geçmişiz. Hani o çok sevdiğimiz müziği tüm ev ahalisini bıktırana kadar dinlemek var ya işte öyle bir şey bu yavaşlayarak hareket etmek. İçini, derinini görüp anlayana kadar bakmak. Bulanık suyun durgunlaşmasını beklemek.
Okuduklarımız, duyduklarımız, bir kenara not aldıklarımız, tek kelimeyle içimizde dünyaları barındıran hisler. Tüm bu kelimeler işte böyle geldi kondu markamıza. Gün yüzüne çıkmayı bekliyordu ve çıkardık. Vardı hepsinin bizde bıraktığı bir iz. Sende fark etmek ve hayatın akışında kaybolmamak için sadeleşip, yavaşlayabilirsin. İlk adımın fazlalıklarından arınarak arkasında kalmış yerleri görmek olabilir. Buradaysan eğer senin içinde azalarak çoğalmanın vakti gelmiş.