Pamuk, insanlık tarihinin en eski liflerinden biri.Topraktan gelir, güneşi, rüzgârı ve emeği içinde taşır. Binlerce yıldır kültürleri birbirine bağlayan, insanla doğa arasındaki en sade dokunuşlardan biridir.
Yaklaşık beş bin yıldır hayatımızda olan pamuk, Eski Mısır’dan Hindistan’a, Anadolu’dan Latin Amerika’ya kadar uzanan bir geçmişe sahip. Hem sıcak iklimlerin hikâyesini taşır, hem de medeniyetlerin ortak mirasını.
18.yüzyıla gelindiğinde pamuk, sanayi devriminin merkezine yerleşti. Buharlı makineler ilk kez pamuk ipliği üretmek için çalışmaya başladı. Ev tezgâhları yerini fabrikalara bıraktı; üretim hızlandı, ticaret büyüdü. Pamuk sadece bir lif olmaktan çıkıp yeni bir dünyanın sembolü haline geldi. Ancak üretim artarken doğa sessiz kaldı. Artan talep, suyun, toprağın ve emeğin sınırlarını zorladı. Bugün, o hızın ardından dengeyi yeniden kurma zamanı.
Pamuk doğaldır, ancak üretim biçimi sürdürülebilir olmadığında doğa zarar görür. Konvansiyonel pamuk tarımı, dünyanın en çok su tüketen tarım uygulamalarından biridir. Pestisitler toprağı yorar, su kaynaklarını kirletir, ekosistemi zayıflatır. Oysa pamuk, doğru yöntemlerle yetiştirildiğinde hem doğaya hem insana iyi gelir.
Organik pamuk üretimi, geleneksel üretime göre yüzde doksana kadar daha az su kullanır. Kimyasal pestisitler yerine doğal yöntemler tercih edilir. Bu sayede toprak nefes alır, çiftçiler kimyasal maddelere maruz kalmaz, cildimiz zararlı kalıntılardan korunur. Organik pamuk, pamuğun özüne dönmesidir aslında, toprağa, emeğe ve doğaya saygının yeniden hatırlanmasıdır.
Biz ThinkWhite’da pamuğu sadece bir kumaş olarak görmüyoruz. Kadın emeğiyle işlenen, doğal, sertifikalı ve uzun ömürlü pamuklarla çalışıyoruz. Çünkü bizce pamuk, doğa ile insan arasında kurulan sade bir bağ. Giysilerimizin bedenimize dokunurken geleceğe iz bırakmamasını istiyoruz.
Bugün Dünya Pamuk Günü.
Pamuğun geçmişine saygı duyarak, geleceğini koruma zamanı.
